Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesini TBMM gündemine taşıdı. Şık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, “MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un cinayete dair bilgilerine başvurulmuş mudur? MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın’ın olayla alakası araştırılmış mıdır, bilgisine başvurulmuş mudur?” sorularını yöneltti.
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da silahlı atak sonucu öldürülmesini TBMM gündemine taşıdı.
Şık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde cinayet ait birçok soru yöneltti. Şık, önergede şu değerlendirmeyi yaptı:
“Devlet içi iktidar çekişmelerinin ağırlaştığı her devirde gerçekleşen Susurluk Olayı üzere olaylara, bir yenisi daha eklenerek; 30 Aralık 2022 Cuma günü, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Eski Başkanı Sinan Ateş isimli şahsa Ankara’nın merkezinde motosikletli tetikçiler tarafından suikast düzenlenmiş ve şahıs hayatını kaybetmiştir. Bahisle ilgili olarak kamuoyunun kâfi tahkikat yürütülmediğine ait çekinceleri bulunmaktadır. Cinayetle ismi anılan Milliyetçi Hareket Partisi/Ülkü Ocakları mensuplarının sayısı gözetildiğinde, atağın siyasi bir suikast olması ihtimali kuvvetlenmektedir ve kamuoyunu aydınlatmak için medyada gündeme getirilmiş aşağıdaki soruların yanıtlanması gerekliliği hasıl olmuştur.”
Ahmet Şık, önergesinde, MHP’ye muhalif içeriklerin yayımlanmasının akabinde hücuma uğrayan gazeteci ve siyasetçileri de hatırlatarak bu evrakların da soruşturmaya dahil edilip edilmeyeceğini sordu.
Şık’ın Bakan Soylu ve Bozdağ’a yönelttiği sorular şöyle:
“-Cinayetinin tetikçilerine yardımla suçlanan ve ‘Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi’ olduğu argüman edilen Tolgahan Demirbaş isimli şahsın, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un konutundan gözaltına alınmaya çalışıldığı, Olcay Kılavuz’un da ‘adresin milletvekili meskeni olduğunu belirterek gözaltı sürecine karşı çıkmak istediği, lakin polisler ısrarcı olunca geri adım attığı, buna karşın gözaltına alınan Tolgahan Demirbaş’ın bir mühlet sonra sürpriz bir halde savcılık kararıyla, tabiri alınmadan özgür bırakıldığı’ öne sürülmektedir.
–Anılan şüphelinin, Kılavuz’un konutundan gözaltına alındığı tezi yanlışsız mudur? Doğruysa, kuşkulu, doğruca Kılavuz’un meskenine gitmiş olmasını nasıl gerekçelendirmiştir?
-Kılavuz tarafından gözaltını engellemek ismine kolluk işçisine ‘siz gidin, sahibiniz gelsin’ denildiği gerçek mudur? Kılavuz’un gözaltı anında kolluğun ve savcılığın vazifesine ne biçimde müdahale etmiş olabileceğine dair, polis irtibat ve telsiz kayıtları yahut ilgili tutanaklar incelenmiş, ilgili polislerin tabirine başvurulmuş mudur?
–Şahıs ardından tabiri alınmaksızın hür bırakılmış mıdır? Şahsın derhal gözaltına alınmasına neden olan kuşku, tabiri alınmaksızın nasıl giderilmiştir? ‘Gecikmesinde sakınca bulunan hâl’ kapsamında kelamlı talimatla özgür bırakıldı ise, bu ‘hâl’ nedir? Kollukta yahut savcılıkta, Demirbaş’ın cinayetin tetikçilerine Ankara’da yardım ettiğine dair kanıtlar bulunmakta mıdır? Bulunuyorsa, kuşku giderilmeden ‘serbest bırakılmamasında sakınca bulunan hâl’, cinayetin siyasilerle alakasının ortaya çıkması mıdır?
–Şüphelinin gözaltı sonrasında özgür bırakılması anında, Kılavuz tarafından soruşturma mercilerine hür bırakılması için baskı yapıldığına dair tahkikat yürütülmüş yahut rastgele bir bulguya rastlanmış mıdır?
–Yine, tabiri alınmadan özgür bırakıldıysa, şüphelinin sözü ilerleyen günlerde alınmış mıdır? İlerleyen günlerde sözü alındıysa, o gün neden gerekli süreçler yapılmadan özgür kalmıştır?
–Olcay Kılavuz’un, Sinan Ateş cinayetinden dört gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu ziyaret ettiği hakikat mudur? ‘Sinan Ateş’in taarruza uğrayacağını bildiği ve ‘ölüm fermanımı çıkardılar’ dediği’ tarafındaki haberler de göz önüne alındığında, bu potansiyel cinayetle ilgili olarak, ortalarında rastgele bahis geçmiş midir?
–Olaydan sonra, Olcay Kılavuz, Demirbaş’ın özgür bırakılması için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile telefonda görüşmüş müdür?
-Hasan Ferit Gedik’in şimdi 21 yaşında olduğu 29 Eylül 2013 tarihinde İstanbul Gülsuyu’nda uyuşturucuya karşı yürüyüşte, protestocuların üzerine ateş açılması sonucu vurularak hayatını kaybettiği olay kapsamında 15 Şubat 2018’de 35 yıl 4 ay mahpus cezasına çarptırılan Doğukan Çep isimli şahıs, o tarihten Sinan Ateş cinayeti gününe dek firari durumdadır ve hakkında yakalama kararı bulunmaktadır. Doğukan Çep birebir vakitte, Sinan Ateş cinayetinde gözaltına alınan şüphelilerden biridir.
–Doğukan Çep’in Gedik cinayetine uyuşturucu ticaretine karşı çaba ettiği için dahil olduğu gözetildiğinde; Sinan Ateş’in parti içi çekişmelerde alt edilmesi hedefiyle ‘Fethullahçı’ olduğuna dair tezleri medyaya yansıtan ve kamuoyunda uyuşturucu ticareti ile bilinen bir mafya başkanının, Ateş’in mevti üzerine gündeme yerleşmesi tesadüf müdür? Hasan Ferit Gedik cinayeti ile Sinan Ateş cinayeti ortasındaki alaka, uyuşturucu çetelerinin dahli bakımından araştırılmakta mıdır?
-Doğukan Çep’in firari iken Gürcistan’a kaçtığı savı hakikat mudur? Tezin doğruluğundan bağımsız olarak, Çep’in yakalanmasına yönelik olarak, geçtiğimiz 4 yılda hangi faaliyetler yürütülmüştür?
–Cinayetin öteki şüphelilerinden biri olarak ismi geçen ve MHP İstanbul Vilayet Yöneticisi olduğu tez edilirken olay üzerine internet kayıtlarından silinen Ufuk Köktürk ile Doğukan Çep’in bağı nedir? Köktürk’ün 3 kere para transferi yaparak (60.000, 15.000 ve 22.000 TL) toplam 97.000,00 TL’yi zanlılara suikast bedeli olarak ödediği gerçek mudur? Hakikat ise bu paranın kaynağı araştırılmış mıdır? Araştırma sonucunda, neye varılmıştır?
–Yine, ‘Köktürk’ün konutunda 1 adet tabanca ve bu silaha ilişkin 2 adet şarjör ve 23 adet fişek ele geçirildiği’ istikametindeki savlar gerçeği yansıtmakta mıdır? Köktürk’ün konutunda bulunan silahları ‘İstanbul’da bir Suriyeliden aldığını’ söylediği tarafındaki haberler göz önüne alındığında, silahlarla ilgili ayrıntılı tahkikat yapılmış mıdır?
–Eski Mersin Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel’e 15 Mart’ta yapılan organize akından 5 gün evvel ve 10 gün sonra, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un, (Sinan Ateş cinayetinden evvel olduğu gibi) İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu makamında ziyaret ettiği hakikat mudur? Sinan Ateş ve Davet Ünel’in ortalarındaki bağlantı ve mevcut MHP idaresi ile sıkıntıları bulunduğu gözetilince, Davet Ünel’e düzenlenen hücumla Sinan Ateş cinayetinin siyasi bağlantısı araştırılmakta mıdır? Bu iki evrak birleştirilecek midir?
–Özel harekât polisleri Murat Can Çolak ve Aşkın Mert Gelenbey, şüphelilerden Mustafa Uzunlar tarafından, Ateş’i öldüren tetikçileri İstanbul’dan Ankara’ya getirmekle suçlanmıştır. Mevzuyla ilgili olarak Uzunlar’ın ‘Bu şahısları 27 Aralık günü bizim otoparkta 61 OF 0609 plakalı transporter aracı almaya geldiğinde Dodo lakaplı kişi bizim otoparktaydı. Kendisi polis olarak bizi tanıştırdı. Gelenler iki kişiydi. İkisi de polis dedi. Bunlardan biri hatta Özel Harekâtta çalıştığını söyledi’ formunda bir tabir verdiği, şahısların da tutuklandığı medyaya yansımıştır.
–İlgili polislerin, tetikçileri İstanbul’dan Ankara’ya çakarlı araçla taşıdıkları yanlışsız mudur?
–Aşkın Mert Gelenbey isimli polis memurunun sürdüğü aracın, İstanbul çıkışında Mehmetçik Vakfı civarındaki uygulama noktasında denetime girdiği, polis kimliklerini göstererek uygulamadan kaçınarak devam ettikleri iddiaları gerçeği yansıtmakta mıdır?
–İddialar gerçek ise, vazifeleri dışında Ankara’ya nasıl çakarlı araçla gidebildikleri araştırılmakta mıdır? ’61 OF 0609′ plakalı Transporter araç kim ismine kayıtlıdır?
–Çağrı Ünel saldırısına dair iddianamede geçtiği üzere, ‘şüphelilerin, soruşturma kapsamında elde edilen kanıtlara nazaran; Ünel’in Ziraat Bankası’na gideceğini ne formda öğrendiklerini tespit edilemediği’ ve iki olay ortasındaki münasebet gözetildiğinde;
–Ankara dışından bir hareket takımı saldırıyı düzenlediyse, mescitten çıktıktan sonra hücuma uğradığı bilinen ATEŞ’in yeri kim/kimler tarafından nasıl tespit edilmiş ve zanlılara nasıl servis edilmiştir?
–Emniyet elindeki teknolojik imkanlardan faydalanılmış mıdır?
–Emniyet içinden diğer kimlerin yardımcı olduğunu tespit için Ateş’in HTS kayıtlarına bakılıp bakılmadığı incelenmiş midir?
-İlgili özel harekât polisleri hakkında eşzamanlı olarak idari tahkikat yürütülmekte, emniyet içindeki irtibatları, varsa yardımcıları araştırılmakta mıdır?
–MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un cinayete dair bilgilerine başvurulmuş mudur?
–Cinayete ait genel olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan/ifadesine başvurulan ve sayısının 30’u aştığı tez edilen kişilerden, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Lider Yardımcısı Ömer Şanlı’ya ait olarak, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın tabirine başvurulmuş mudur?
–Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Lider Yardımcısı olduğu argüman edilen Zekai Pınarbaşı isimli şahsın sözüne başvurulmuş mudur?
–MHP Genel Lider Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın’ın olayla alakası araştırılmış mıdır, bilgisine başvurulmuş mudur? Doğukan Çep’in Hasan Ferit Gedik cinayetine ait davada da avukatı olduğu bilinen Serdar Öktem ile Yalçın ortasında ne üzere bir münasebet bulunmaktadır?
-Aynı formda sokakta atağa uğrayıp darbedilen gazeteci ve siyasetçilerin faillerinin MHP/Ülkü ocakları irtibatı gözetildiğinde, bu belgeler da soruşturmaya dahil edilecek ve MHP’li yönetici ve milletvekillerinin dahli araştırılacak mıdır?”
Ahmet Şık, soru önergesinin sonunda, hücuma uğrayan gazetecilere ait “10 Mayıs 2019’da Yeniçağ müellifi Yavuz Selim Demirağ, 15 Mayıs 2019’da Yeni Yüzyıl muharriri İdris Özyol, 25 Mayıs 2019’da gazeteci Sabahattin Önkibar, 20 Kasım 2019’da gazeteci Ahmet Takan, 28 Aralık 2019’da gazeteci Murat İde, 14 Ocak 2021’de KRT Televizyonu’nda program yapan avukat Afşin Hatipoğlu, 15 Ocak 2021’de Yeniçağ müellifi Orhan Uğurluoğlu, 25 Mart 2020’de Yeniçağ Müellifi Av. İsrafil Kumbasar, 8 Mart 2021’de gazeteci Levent Gültekin ve burada sayılamayan isimlerin tamamı; MHP’ye muhalif içerikler yayınladıktan sonra, faillerinin MHP/Ülkü Ocakları ile bağlantısı tespit edilmiş kimselerdir” tabirlerini de kullandı.